27 Ocak, 2011

çalıyor.. ne saat tıklaması ne telefon alarmına benziyor. senin yankılarının boşluktaki sesi bana gelip yapışıyor son buluyoruz. zamanlamanın yıkışından çok yaşanmışlığın kolumun altındaki destek güç olduğunu biliyorum. kalanıma isimler takıyosun beni nitelendirmeye çalışıyosun. kalan ne biliyo musun? kendinle konusuyosun yaptırımlar senin dünyanın kilit sözcüğü gibi uzatıyosun. sensizlik çalıyor inilti bağırış kaçışdan çok geriye varış.
ruhumdan geçen adamlar.. başlangıçsın kalansın yarımsın ortalamasın sıradanlaşansın zeminsin yükseksin. o ve ya başkası farketmeyensin. belli ölçüler aklını yitirmene yeterli. üzgünsün bıkkınsın ama vazgeçemeyen alışkanlığı kendin olansın. yutkunamamsın. ışığı kapayıp uyuyamayışımsın. unuttuğum şarkılar izlemediğim filmlerden alıntılarsın. “gerek yok” a beni alıştıransın. kıransın, bunaltan, istenen, zıtların uyuştuğu alansın.. büyük bi inançsın. asıl yalanın gerçek olduğu yerde; giremediğim, bildiğim ama durduğum yerin ilersindesin. beynimle konuşan, bana anlatmamasına komutlayansın. nereye kadar gidiceğini hesaplamayansın. varlığının yokluk olduğuna inanan da sensin. sen sana denilecek herşeyi ezberinde tutansın ve ben bunları yaşamaktan sıkılamayan bıkamayan boşluğa birine zorla iterek dolduranım.
 PS. kaç kadının üstüne kokun sindiği önemli değil. kaçının içine sinebildin?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder