27 Ocak, 2011

geldin, sonunda. yanıma uzandın yer açtım gene sana bunları özlediğimi bile bile geldin. dün seni rüyamda görmek için yattığımı bilerek geldin yanıma. teninin kokusuymuş aradığım beni dinginleticek şey. mutluluğumdan ilk defa ağladım sanırım farklıydı. kokunu nasıl çektim o son sarılmalarımızı da yaptık. izlerini aldın içimden esinti gibi kayıp gittin. kokun gene burnumda ve nasıl ifadesiz. artık senin iyi olmanı, gördüğümde selam verip vermemeyi, facebookda seni aramalarımı, adını herkese ezberlemiş gibi sormalarımıda alıp gittin benden. seni aramıycam artık, geçtin benden. bana bunları artık hissetiremiyceğini bilerek gittin yüzün değil kalbin asıktı. birini özlediğimde..mm biri işte artık sen değilsin ve huzur geri gelmen değilmiş içimden çıkıp gitmenmiş.
Beklediğim dediğim, huzur sen ol istediğim.
Ayrıştıramadım, farkındalığı. Ya çok ağır bastı yada tüy gibiydi, uçtu gitti. Tanımadığın birinin kokusunu burnunda hissetmek sanki onunla uyıcakmışcasına dikkatli davranmak yatakta oyun haline getirdi beynim. Çığlıklar değilde güzel fısıltılar vardı kulağımda… Sana, ikimizin ruhuna ezberletir gibi bizden çıkan kelimeleri fısıldamak isterdim. Tanımadığım o soyut şeyin beni nasıl cezp ettiğini.. Bişeyler karaladığımda ister istemez varlığını koruman kutsal bi kelimecesine yer alman farklı aslında büyük de bi farkındalık. Mazoşistliğimden değil biliyorum sen benle aynısın kadın gibi düşünen unisex ruhlu bedeni tam bir erkek olan sen.. evet tam bu beklediğim. Sensiz şeyler ilişki gibi değil. Paylaştığım şarkılarda seni sevmek tüm istediğim. Bu kadar uyar mı beyinlerimiz? Beklediğime değicek misin? Sonradan verilen doğum günü hediyesi gibi. Benimsin. Yalnızlığım sadece ruhumda, bedenimde seni beklemekten eser yok.. sanırım bu. Evet bundan gelmiyosun uzaktan o bedenin derinliğini görmeyen gözlerin varsa zaten gelme.

its to late.

Ataklarım var. Önceden ellerinin gezindiği karnıma bıçak saplanmışcasına acıtan.-Yapılmaması gereken herşeyi yapmak gibi de zaaflarım var. Bunlarda bulmak kendimi dahada kaybetmek biliyorum. Ama gerçekten tek başıma bişey yapamıyorum. Benim düşüncelerim artık senin, olmasa da senin. Anlıyomusun? ..Seninkiler de benim, bümyemde tuttuğum kadarı. Seçici geçirgen yapı. Senin değil. Sende tamamlanmakla benden aldıklarınla bütünleştiğimizi sanman yıkıcı birazda. Zedeliyo beni. Bilinmeyenle konuşmak da zaaf biliyorum ve işte puzzle gibi yapıyorum seni. Eksik parçan başının altında bi yerde. Benden koymamı bekliyosun, sen hiç değilse kimde biliyosun. Ben onuda bilmiyorum. Artık tanrının aldığı şeyi birine verdiğini de düşünmüyorum 0’nda. Yazdıklarımı hayata geçirmenin zorluğundan bahsediyosun. Ne biliyosun. Yanlış düşünüyosun halbuki doyuma ulaşmayan tek şey ruhun.. ıhm kafamdaki kesintler seni andırıyor

sordu: benden sonra nasıldı?

sesleri kısmayı öğrendim, kafamdaki senlerin, dışardaki tanıdık-tanımadık yüzlerin. artık pek kaale almıyorum bütün sesleri. sadece biraz olsun tiz gelenleri. derimi soydum sanki, her tarafımı yoldum ruhumu kanattım bedenimi yırttım ..neler yaptım. ne somutlandım ne soyutlandım, iyi anıların beni daha sarstığını anladım. sonra baktım acıyı hep içimde yasıyorum yada dışımda gene tutarsızım. yaşadım ölü ruha canlı beden verdim sonra baktım iyileştim. seni değil kendimi aradığımı keşfettim. mazoşist olduğumu, görmek istemediğide bulanık baktığımı, susmak istediğimde yada düşünmem gerekirse konuşma sırasında esnediğimi öğrendim. kaloriferin sıcaklağıyla uyunduğundu nescafeyle doyulduğunuda. mitoloji gibi dönemlere ayrıldım ..birilerinin kılığında sanıldımda sanıldım. Biraz yanıldım birazda kırıldım ama iyileşmişim.

bakın ne yazdım.

Çevrede başıboş geziyodum her şeye küçümseyerek bakarak.
Ve senin bedeninden kalanlar sağımda-solumda,
ortak paydamızburnumuzdaki ten kokun
Büyük bulgu erkeklerde;
dudağıma sürecek kadar akıl yok biliyorum,
akıcakları an’lık soyutlanacakları her mekanda bir çift bulunan
düz,uzun, sarı saçlı kızların arkasındalar.
Zaman şimdi şarjörü boş mu dolu mu bilemediğim bir silah gibi,
belimdehissediyorum.
Mesela birini kullanabilirdir, senin gibi birini ve tüm bildiğimdi ..
nasıl konuştuğun, hızlıca unuttuğun.
Sokağın gizliliğinde sayısız sevgili var.
Biliyorsun birini bulabilirdim, senin gibi birini
– neden bulmadım peki? Çünkü geceden izinliyim
Farketmeden yada farkındasızlığın esiriyle kurguyu fazla kaçırdığında onun içinde yasadığında beraber yatıp kaltığın soyut insanlar olduğunu onları benimsediği, işte o an dizkapağına bildiğin çekiçle vurulmuş gibi, felç gibi..gene uyuşmayan tek şey ruh kalıyo. düşünmekten yorulmak iyi şeyleri bi daha yasayamamaktan korkuyorum. Deja vu nunda kötüsü denk geliyor bana, seni tekrarlayamıyorum. Duyduğum herşey minik iğneler gibi batıyo bazen alışıyorum bazen daha derinden hissediyorum. Değişimini elimde hayatım ağzıma ata ata izliyorum, donuk bi ruha nelerde anlatıyorum. Yazmanın dışa vurumunu hissedemiyorum artık, ben ne yapıyorum? Ben uzaklaşıyorum, soyutlanıyorum.
İnsanların seslerini kısıyorum yada odaklanıyorum sadece senli kelimeler yasak değil bünyemde benlilerde gerçeklerde her türlü geçmişide.
Yalnız olduğumu düşündüğümde aklıma tanrı geliyo artık, dibe vurmuş kapak açıyorum birilerine. Yargıları tanımlıyorum, gerçekten oh diyip bişeyler anlatamıyorum onlara. Yargıların tadı acı-ekşi, sevmiyorum. Eleştirisel beden-ruh ikileminin kapısını kapattım ittiklerinde ayaklarım kayıyor sırtım itenlerin uyuşturucu sözleriyle ..yok oluşlara geçiyorum. Kıs hadi hep kıstığın gibi duymadığın gibi unuttup gittiğin hafif gülümseyişinle lafını söyle çık diyorum kapıyı aç gene varlıklarındaki yokluğu göster onlara. Çıksana.
-Dinlenip geliyorum
seni anlattım sayfalarca bende kalan değerin varsa bir şişe koydum sonunda -denize attım. benden uzak ol istedim düşünmekten vazgeçtim kaçtım saklandım kimse bulmasın istedim. çünkü seni sevmeye görmeye gücüm yok benim.. basit bir cümleden ibaretim. seni unutmayı çok istedim -beceremedim.