27 Ocak, 2011

var sandıklarım, sandıkların içinde gibi. genellemeler düşürüyosa seni, buna ben engel olamam yada uyarlamalarına uyum sağlayamam nihayetinde bilirsin beni. ben başkasına cam batırırken, kanayan benim elim olur. anlar mısın bunlardan? dinler misin? gereklimisindir sen bana, sen kimin merkezisin, neyin değerisin, nasıl değersizsin bilir misin bunları? sen kendini başkası gibi göterirken oyunlarıma nasıl katlanamadığını söylersin. maske arayabilirsin ama yeni bi benlik aramak istiyorsun, yitirmişsin gene ama bil ki dertlenmiyosun. unutulduğunda boşluğu olmayanlara acırım, anlıyorum ki doldurulcak bişey yokmuş. sen hep birilerinin sana önem duymasını beklemişsin, kendinden nefret etmiş, mercekleri kafana çevirmişsin. yüzünü göremiyorum, içini bilmiyorum, bana karakterlerini getiriyosun inan onları sevemiyorum. elimi hırkamın cebine sokuyorum. elimde bi peçete var. belki bikaç şeyi belli etmez siler diye tutuyorum. ama ben yazık’ları iyi biliyorum. sevdiğim insana acırken yoksunlaşıyorum. bu siktirip gitmenden daha sıkıntı veriyor. acaba gittiğine üzülüyor muyum? sanılgılarını, yanılgılarını, alınganlıklarını, değer yargılarını alıp kucakla. çünkü bi kaç sene sonra, elin boşluğun saçlarında dolandığında, benimkileri özliyceksin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder